top of page

Ey Derviş!

  • Yazarın fotoğrafı: Yusuf Aydın TAŞTEKİN
    Yusuf Aydın TAŞTEKİN
  • 18 Eki 2022
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 12 Kas 2022
















Ey Derviş!


Haykırsam dağa taşa, işitilir mi acep yüreğimin ateş-i suzânı Görülür mü dağdağalı gönlümde yanan ateşin dumanı Anlatsam anlaşılır mı durmadan kalbimi bir kor gibi kavuranı Bilinir mi şu kasr-ı âlem virân olur, alırsa şayet âhımı

Nevbaharda hazan vaktini yaşar yaprak dökerim Sulansa da ağsânım, topraksız kalmış köklerim Tebessüm saçsa da çehrem içte saklı ab-ı çeşmim Görünsem de alânî, içimde saklı benden içre benliğim


Deyiver ey Derviş, sen ki bilir anlarsın derdimi

Hemhalsin, ancak sen bilirsin müptelâ halimi

Bilirsin sen beni, içimdeki saklı bitâp benliğimi

Bilirsin, hâb-ı nûşin görünse de kâbuslu gecelerimi


Ateş-i suzân: Yakıcı ateş

Dağdağa: Sıkıntı, ızdırap, karmakarışık

Kasr-ı âlem: Âlem sarayı, dünya

Virân: Harabe, yıkık

Nevbahar: İlkbahar

Hazan vakti: Sonbahar

Ağsân: Dallar

Çehre: Yüz

Âb-ı çeşm: Göz yaşı

Alânî: Açıkta, meydanda, herkesin gözü önünde

Hemhal olma: Aynı hâli paylaşma, empati yapabilme

Müptelâ: Düşkün, tutulmuş, yakalanmış

Bitâp: Bitkin duruma gelmek

Hâb-ı nuşin: Tatlı uyku






Son Yazılar

Hepsini Gör
FENÂDAN BEKÂYA: KÂSIM BABA

Fenâ bâğında bir gül soldu, cânan şimdi cân oldu, Ne bahârın revâhı var, ne aşk bâğında bâğ kaldı. Cemâlin nur-u rahmândı, seher vaktinde...

 
 
 
  • facebook
  • twitter
  • linkedin
  • instagram

©2019 by Âb-ı Hayât. Proudly created with Wix.com

bottom of page