Bu Yol Nereye?

Dedim: "Bu yol nereye, ey üstad-ı ârifân?" 

Dedi: "Hikmet menziline, aşk ile revân revân!" 

Dedim: "Hikmet ne ola? Bildi sanırdı cânım!" 

Dedi: "Bilmektir bilmezlik, deryâda damla olan!" 

Dedim: "Bu yol gam mıdır? Mâh-ı visâl nerede?" 

Dedi: "Gamdan geçmeyen âşık bulunmaz serbede!" 

Dedim: "Bu aşk ne yola? Düşmüşem ateşlere!" 

Dedi: "Aşk od değil mi? Yanmazsan eremezsin!" 

Dedim: "Hakîkat hani? Perdeler örtmüş gözüm!" 

Dedi: "Perdeler fanîdir, mahvol ki bul özün!" 

Dedim: "Bu cân helâk mı? Yok mudur âb-ı hayat?" 

Dedi: "Aşkınla ölmedikçe, kim bulur bâkî hayat?" 

Dedim: "Aşkın nihâyet? Menzil nerde, ya hoca?" 

Dedi: "Menzil yoktur evlâd, aşk sana benzer hacca!" 

Dedim: "Hacdan ne kasıt?" Dedi: "Kâbe gönlün ola, 

Nûr-i Hakk'ı bul ki bari, haccın vuslatla dola!" 

Dedim: "Vuslat ne zaman? Hasretle yanar sinem!" 

Dedi: "Yan ki pişesin, mâşuk olur sabreden!" 

Dedim: "Sabır ne ile? Derman var mı hicrâna?" 

Dedi: "Sabır şems-i hakîkat, doğmaz onsuz sühâ!" 

Dedim: "Nefs neyle susar? Şehvet yakar bu canı!" 

Dedi: "Nefsini öldür ki bul, aşkı cân u cânânı!" 

Dedim: "Dünya ne ola? Hakk'a gider mi burdan?" 

Dedi: "Dünya bir gölgedir, aslı âhirette ara!" 

Dedim: "Sözün hikmettir, amma ben âciz, bîhâl!" 

Dedi: "Hakikate eren kim, hiçlikte bulunur kemâl!" 

Dedim: "Ben hiç miyim ki? Cânım da var, aklım da!" 

Dedi: "Cânı sen var sandın, ne var  Hakk’tan gayrısında?" 

Dedim: "O hâl ne ola? Bildimse hakikati!" 

Dedi: "Bildim diyen aldanır, yoktur ilimde nihâyet!" 

Dedim: "Son bir suâl var, ey mürşid-i irşâdım, 

Hakk'a giden bu yolda, nasıl buluruz bâbın?" 

Dedi: "Bâbı arama cân, bâb sensin, bâb Hak’tır, 

Aşkınla yandıkça bil, kalbin Hakk’a mir’ât’tır!"

Yûsuf

15 Ramazan 1446