top of page

Bayram Şekeri Yerine On Dört Yaşında Cansız Bir Beden

  • Yazarın fotoğrafı: Yusuf Aydın TAŞTEKİN
    Yusuf Aydın TAŞTEKİN
  • 4 Tem 2019
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Oca 2020

Bayramın ilk günü.. Orucu ifa etmenin ardından bayram sevinciyle şenlenirken, bütün sevinci kursağımızda bırakan bir haber üzerine koşuşturmaca... Gözümün önünde on dört yaşlarında gencecik bir fidanın asılı cansız bedeni... Bütün hayatı baştan başa sorgulatacak, cahil ve şuursuz topluma karşı bilendirecek, toplumdan uzak o pek değerli ilmi çalışmalarından dolayı münzevi hayatı tercih eden ilim camiasına karşı belki nefret uyandıracak bir manzara... Bir taraftan annenin can yakıcı ağıtı, bir taraftan babanın ruhsuz ve şoka girmiş hali... Balkonda ayakları felçli yerden sürüklene sürüklene gelen koca yürekli bir nene, baygın ve hüzünlü... Abilerinin asılı bedenine, bir daha o olayın şokundan çıkarmayacak, belki rüyalarında belki de an be an gözlerinin önünde belirecek, o yürek burkan manzaraya şahit olan kardeşleri... Ortalık matem dolu, hüzün dolu... Toplum cahil, şuursuz... Bunca sorunu görmezden gelenler, görüp de kulak ardı edenler onlardan da cahil. On dört yaşındaki bir çocuğun bütün yaşam umudunu kıran, kendi canına kıyacak kadar gözünü döndüren neydi? 1- Toplum şuursuz, ebeveyn şuursuz olunca onların ellerinde yeşermeye çalışan bu genç fidanlar da onlar kadar ruhsuz, onlar kadar kuru, onlar kadar dünya perest. 2- Yargılamaktan başka bir şey bilmeyen, bütün sorunu gençlerde ve çocuklarda arayan, kendilerini, kendi ahlak ve yaşantısını sorgulamayıp bütün sorunu gençlikte arayan paranoyak ruhlu "yetişkinler".

3- Toplumdan, çocuklardan, gençlerden uzak, onların akli idrak seviyesine, yaşam seviyesine inemeyip o çok kıymetli zamanlarını 'ilmi çalışmalara', o 'devlet meselelerine' ayıran, dertlenmeyi bilmeyen, amacı ve aracı birbirine karıştırıp araçları amaç haline getiren toplum önderleri ve büyükleri...

4- Sürekli geçmiş özlemi çekmekten, geçmişin geçmişliğini bir türlü kabullenemeyip mevcut realiteden uzak, zamanıyla bir türlü barışamayıp hem zamanınını anlamayan hem de geçmişi ayağa kaldıramayan basiretsiz camia...

Bugün bir çocuğun asılı bedeni gibi görünse de olay daha nice kendi iç dünyasında asılı ruhlu çocuk var bunun farkında değiliz. Genç fidanlara şekil verecek, sulayıp yeşertecek olan büyüklerdir, büyüklere bu şuuru veren ise ilim ehlidir. Bütün 'her şey' insan içindir... İnsanı teğet geçen 'her şey' anlamsız ve amaçsızdır...


Comments


  • facebook
  • twitter
  • linkedin
  • instagram

©2019 by Âb-ı Hayât. Proudly created with Wix.com

bottom of page