top of page

AHLÂKA KONU OLMASI BAKIMINDAN YALANIN DOĞRULUĞU VE YANLIŞLIĞI MESELESİ

  • Yazarın fotoğrafı: Yusuf Aydın TAŞTEKİN
    Yusuf Aydın TAŞTEKİN
  • 10 Ara 2019
  • 3 dakikada okunur

Yalanın iyiliği ve kötülüğü ya da doğruluğu ve yanlışlığı meselesi üzerindeki mülahazalara girmeden önce, konusu olması bakımından ahlâk meselesini ele almak gerekir. Çünkü “yalan” konusunda bir değerlendirmede bulunmak için öncelikle ahlâkın varlığı ve temellendirilmesi meselesi hakkında bir çıkarımda bulunmak gerekir. Eğer ahlâk diye bir olgunun varlığını kabul ediyorsak, ahlâkî ya da gayr-i ahlâkî diye nitelendirebileceğimiz eylemlerin temel ölçütü, referans kaynağı ne olacaktır? Belli bir yöntem çerçevesinde temellendirilen bu ahlâka göre yalanın doğruluğu ve yanlışlığı hakkındaki değerlendirme nasıl olacaktır?

Düşünce tarihinde ahlâkın ne olduğu, hangi eylemlerin ahlâkî olduğu, kabul edilen ahlâkî eylemlerin temel zemininin ne olduğu hakkında farklı görüşler ortaya konulmuştur. Bu temellendirmeler, din, akıl, sezgi ve duygu (haz, fayda) olarak karşımıza çıkmaktadır. Ahlâkı temellendirmede ortaya konulmuş bu yöntemler aynı zamanda eylemleri, eşyaları kendi perspektifi doğrultusunda iyi-kötü, ahlâkî-gayr-ı ahlâkî kriterlerine tabi tutmaktadır. Örneğin ahlâkın temel ölçütü olarak hazzı alırsanız, eylemleriniz bu doğrultuda şekillenir. Eğer dini referans alırsanız ilahi vahiy olarak kabul ettiğiniz öğretiler doğrultusunda hareket etmeniz gerekmektedir.


Ahlâkın temelini haz olarak ifade eden Epikür’e göre, hayatın gayesi ve ahlâkın esası hazdır. Dolayısıyla eylemler hazza ulaştırdığı ölçüde ahlakidir. Fakat buradaki hazların, kendisine sürekli ulaşılabilen ve kolay elde edilebilen cinsten olması gerekir. Epikür’ün haz nazariyesini bireysel zeminden toplumsal bir zemine taşımaya çalışan Hume, Jeremy Bentham gibi filozoflar da bu hazzın oluşumu, devamı ve aynı zamanda kısa vadeli hazların aksine daha uzun vadeli olması için başka insanların menfaatine olan şeyleri yapmasını gerekli kılan faydacı nazariyeyi savunmuşlardır. Ontolojik manada objektif bir manaya sahip olmayan, rölativist özelliğe sahip insan düşüncesinin birer ürünü olan bu ahlâkî temellendirme yöntemlerin herkesin kabul edebileceği genel geçer ahlâkî normları belirleyebilecek düzeyde olmadığı kanaatindeyim.


Ahlâkın din dışı temellendirme yöntemlerinden biri de akıldır. İnsanlığın ortak bir paydası var mıdır? Herkes için genel geçer akli temeller üzerinde bir ahlâk öğretisi ortaya konulabilir mi? Bu aklî temellendirmeler arasında dikkate en değer yöntem Kant’ın akli temellendirmesidir. Transandantal felsefesiyle aklın sınırlarını çizen Kant’a göre Teorik akıl tecrübe dünyasının bilgisini verirken, pratik akıl ise ahlâkî eylemlerin genel geçer prensiplerini belirler.

Ahlâk konusunda dini tamamen referans kaynağı olarak reddeden Kant, pratik akılla genel geçer bir ahlâkın olabileceğini savunur. Bir şeyi iyi olduğu için yapmak, kötü olduğu için yapmamak yani salt iyiyi gerçekleştirmek diye nitelendirdiği ödev ahlakını gerçekleştirdi. Fakat tanrısal sıfatları insana yükleyip ahlâkın kaynağını insan olarak belirleyen Kant, evrensellik iddiası konusundaki çelişkisinden kurtulmak için tepeye Tanrıyı koymak zorunda kaldı. Yalnız buradaki Tanrı, fail etken olmaktan ziyade ahlâkî yetkinleşmeyi gerçekleştirmek adına bir araç hüviyetindedir.


Bütün bu saydığımız yöntemlerin temelinde insan vardır. Gerek rûhi gerek fiziki şartların kendisini çevrelediği insanın düşünce yapısı, duyguları vs. bu şartlar müvâcehesinde değişime uğrayabilir. İçinde bulunduğu aile, toplum ve zaman gibi etkenler insanın hazlarını, duygularını, düşünce yapısını belirlemektedir. Bu etkenlerden kendisini soyutlayamayan insanoğlunun da bunlardan mücerret salt

akılla genel geçer olgular ortaya koyması da söz konusu değildir. Dolayısıyla genel geçer bir ahlâktan söz etmek istiyorsak, bu mukayyetliğin ötesinde mutlak, ilahi bir temel bulmak gerekir. İşte burada ahlâkın temelini dinin oluşturduğunu ifade edebiliriz. Evrensel bir ahlâk da ancak zamandan ve mekandan yani değişkenlikten münezzeh bir tanrının bildirdiği vahiyle mümkün olabilmektedir.


Ahlâkın temelinin din olduğunu ifade ettikten sonra- hangi din, tartışmasının farklı bir konu olduğunu göz önünde bulundurarak- İslam dini açısından ahlâkî bir eylem olarak yalanın konumuna değinebiliriz. Yalan söylemenin, gerek Kur’an-ı Kerim’de gerek Hz. Peygamber (s.a.v)’in ifadelerinde yasaklandığını, çirkin olduğunu, özünde kötü olduğunu görmekteyiz. Ahlâkın temeli din ise, yalan da ahlâkî bir eylem ise, o zaman yalan kötü bir şeydir önermesine varabiliriz. Dolayısıyla yalan söylemenin dini açıdan kötü olduğunu, bunun ahlâksız bir eylem olduğunu kabul etmiş bulunduk.

Fakat güncel hayatta dindar çevrelerde yer yer yalan söylendiği, hatta belli durumlarda yalan söylemenin gerekli olduğunu düşünenlerin varlığı da söz konusudur. Örneğin, ayrılma noktasına gelmiş iki çiftin evliliklerine son vermemeleri adına kişilere eşleri hakkında olumlu ifadeler içeren yalanlar; kıyafetinin nasıl olduğunu soran arkadaşını kırmamak adına beğenmediği halde güzel ifadesini kullanmak; Nasıl fikir ama, diye soran hocasına karşı çok saçma bulduğu halde iyi ifadesini kullanmak; savaş sırasında karşı tarafı birbirine düşürmek adına söylenenler gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz yalanlar, kimi çevrelerde iyi olarak algılanabilmektedir. Fakat her ne kadar maslahat gereği söylenilmiş sözler olsa da bunların yalan olduğu ve kötü olduğu olgusunu değiştirmez. Mecellede bu duruma ışık tutacak bir kaide vardır: İki fesad teâruz ettikde ehaffi irtikâb ile a’zamının çaresine bakılır. Yani İki kötülük çatıştığında daha hafif karşılıkla büyüğünün zararından kurtulmaya çalışmak olarak ifade edilen bu kaideye paralel olarak diyebiliriz ki, yalan söylemek maslahat gereği daha büyük bir kötülüğün önünü kapatacak, ortaya çıkabilecek muhtemel fesatları engelleyebilecekse, yalan söylenilebilir. Fakat bu yalanın gayr-ı ahlâkî ve kötü bir şey olduğu olgusunu ortadan kaldırmaz.



Yusuf Aydın TAŞTEKİN

Comments


  • facebook
  • twitter
  • linkedin
  • instagram

©2019 by Âb-ı Hayât. Proudly created with Wix.com

bottom of page